Antik kentte jeotermal sondajı yapılmasına tepkiler büyüyor
1.ve 3. derece tarihi sit alanı olan Didyma antik kentinde jeotermal sondajı yapılmasına yurttaşlar, uzmanlar ve çevre örgütleri tepki gösterdi.
Didim’de 1.ve 3. derece tarihi sit alanı olan Didyma antik kenti sınırları içerisinde jeotermal sondajı yapılmasına yönelik tepkiler sürüyor. Didimliler, uzmanlar ve çevre örgütleri sondaj çalışmasının bir an önce durdurulmasını istediler.
Didyma Antik kenti sınırları içerisinde yapılan kuyu sondajı ile ilgili görüş aldığımız mahallelilerden Emin Özmen, “Ben evime çivi çakamıyorum, adamlar burada kuyu kazıyor. Koruma Kurulu nasıl izin verdi? Müze nasıl izin verdi? Belediye nasıl izin verdi?” diye tepki gösterdi. HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
ADNAN GÜRKAN
“Günler ağır.
Günler ölüm haberleriyle geliyor.
En güzel dünyaları
yaktık ellerimizle”
N. Hikmet HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
“Ne geçmiş tükendi ne yarınlar
Hayat yeniler bizleri
Geçse de yolumuz bozkırlardan
Denizlere çıkar sokaklar…”
43 yıl oldu, tam 43 yıl.Daha dün gibi anılar canlı.
Salonlarda, sokaklarda, işyerlerinde, alanlarda Türkiye’nin her yerinde 6 Mayıs günü Deniz Yusuf ve Hüseyin anıldılar. Mezarları başındaydı işçi ve emekçiler, ellerinde karanfiller. Gençler Dolmabahçede, Amerikan askerlerinin denize attıkları yerde andılar onları. HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
“Biz sadece çalışan, akşam eve geldiğinde yemek yiyip yatan ve ertesi gün yeniden çalışan köleler değiliz. Düşünmek ve yaşamak istiyoruz.”İşçilerin hepsinin dilinde bu sözler vardı, neredeyse 2 yüzyıl önce.
Ne o gün, ne de bu gün, bilinmez değil; önce çiğneye çiğneye yol yapılır, yasalar arkadan gelir kapitalizmin dünyasında. İşçilerin 8 saatlik işgünü hakkının kazanmaları için,8 saatten sonra çalışmayı fiilen durdurmaları gerekiyordu. İşçiler,1886 yılının 1 Mayıs günü,grevler ve sokak gösterileriyle birlikte fiili uygulamaya başladılar. Eylemleri günlerce sürdü. Patronların provokasyonlarıve polisin saldırıları sonucu işçilerden yaralananlar, ölenler oldu. 3 işçi önderi idam edildi. HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Adnan Gürkan
“Elim sanata düşer usta
Dilim küfre, yüreğim acıya
Ölüm hep bana
Bana mı düşer usta?” HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Adnan Gürkan
Yazı yazmak için kalemi elime en son Levent Bakay’ın hayatını kaybettiği günden bir gün önce almıştım. 8 Mart günü iki karşıt sınıfın düzenlediği iki ayrı etkinlik vardı. Halk tarafından da merak edilen; Devlet erkanının hangi sınıfın düzenlediği etkinliğe katılacağı sorusu ile bitmişti yazı.
Son Yorumlar